Saat 23.57 ve kulağımda çalan Nilüferin “Sevmek Eskidenmiş Güzelim” isimli parçası. Şöyle bir düşündüm gerçekten eskide mi kaldı diye ve üzülerek “EVET” yanıtını verdim kendime. Günümüzde ve çevremde az kaldı evlenmek üzere birini arayan ve onu seven. Artık geçiş aşamalarında kullanılıyor SEVİYORUM kelimesi.

Eskileri biraz daha düşünüyorum neler varmış diye. Mesela en basitinden ve hepiniz aklına geleceğine emin olduğum MEKTUPLAR varmış. Birbirine mektuplar yazarmış insanlar. Sevgiliye yazılıyorsa ucu yakılırmış mektubun. Uzaktaysa sevgili özlendiyse eğer gözden akan yaştan düşermiş 1 – 2 damla mektubun üstüne. Mendiller varmış mesela. Bayramlarda çocuklara harçlık verilirmiş içinde. Sevgiliye verilirmiş kokulu mendil kokumu her yanımda hisset dercesine. Saygı varmış eskiden. Anaya, babaya, sevgiliye saygı varmış. Severken yalansız, dolansız, say gı duyarak severmiş karşısındakini. Aldatmazmış şimdilerdeki gibi boktan sebeplerden.

En güzel şarkılar, türküler eskilerde yazılmış, yakılmış ve söylenmiş. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında demiş  Nazım Hikmet sevdiğine seslenemediği için. Sevdiği kızın bir haftaya evleneceğini askerde öğrenen Arap Mustafa yakmış ZAHİDE türküsünü.

Velhasılıkelam  sevmek, aşık olmak, sadakatle birine bağlanmak eskide kalmış olsa da ESKİ KAFALI biriyim işte yapacak bir şey yok.

Bu yazının şarkısı Nilüfer yorumuyla “Sevmek Eskidenmiş Güzelim” şarkısı olsun
http://www.youtube.com/watch?v=sIIK9Fb3U-c

Selam ve sevgilerimle